30 Nisan 2013 Salı

YENİ TÜRKÇE KELİMELER



Çayyaş
Çay bağımlısı kimse.
Dekılte
Erkeklerin gömleklerini yarıya kadar açarak ...sergilediği kıllı ve altın kolyeli görüntü.
Cinekolog
"İçine cin girmiş" kadınlara cinsel tacizde bulunan hoca, üfürükçü,
Kankamatik
Yolsuz kaldığınızda borç para aldığınız yakın arkadaş.
İçerdöver
Her akşam eve sarhoş gelip karısını, çocuğunu döven koca veya kötü baba.
Sinirbaz
sizi her defasında sinirlendirebilen özel kimse.
Lafıza kaybı
Söyleyeceğiniz sözü unutmanız.
Keldiven
Saçı olmayan erkeklerin, kafalarını soğuk hava, yağmur gibi dış etkilerden korumak için kullandıkları şapka, peruk gibi gereçler.
Markalemun
Saç şeklini ve rengini üzerindeki marka giysiye göre değiştiren, dış görünüşüne aşırı önem veren boş ve sığ insan.
Jeloğlan
Saçlarına jöle sürmeden asla dışarı çıkmaya genç erkek.
Tö be or not tö be…
kötü alışkanlıkları olup da bir türlü bırakma cesareti gösteremeyen
Keşportacı
Sokağa tezgâh açmış uyuşturucu satıcısı bir Kaliteli OÇ.
Shopşal
Alışveriş merkezlerinde saatlerce aylak aylak dolaşan, boş boş vitrinlere bakan işsiz, güçsüz kimse.
Şenformasyon
İyi, müjdeli haber.
Tükürükçe
Konuşurken ağızlarından çok fazla tükürük saçan kişilerin ana lisanı.
Tıntınager
13-19 yaşlarında boş ve cahil genç.
Keneffüs
Ders aralarında verilen hacet molası.
Notlakçı
sınavlara başkalarının notlarından fotokopi çekerek hazırlanan beleşçi öğrenci....

Sevgilim, Bir Günün...



Sevgilim, Bir Günün...

Sevgilim, bir günün ortası şimdi
 
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
 
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
 
Uzat bana uzat ellerini 
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar 
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu, 
Güvercinler güneşten bir sessizliği biriktiriyor 

Ben seni düşünüyorum seni 
Hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi 
Kalbim diyorum kalbim 
Daha dün tezgâhtan çıkmış bir su sayacı gibi 
Aşkı anılar besliyor düşler kadar 
Bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır 
Sevgi eskidikçe sevgi. 

Günümüz ekmeğimiz, türkümüz 
Çoluğumuz çocuğumuz 
Binalar yan yana yükselip gidiyor 
Vapurların ağzı köpük içinde 
Uzaklarda ne kapılar açılıyor 
Tirenin biri bir istasyona varıyor 
Ordan çıkıyor biri. 

Her şey biliyor her şey 
Sen biliyor musun bakalım 
Seni nice sevdiğimi? 
Üstüne titrrediğimi? 

Geldiğimi? 
Gittiğimi 

Hadi!

Cemal Süreya

29 Nisan 2013 Pazartesi

İyi insanlar/güzel atlar ...




Urfa'da yaşlı bir adam bana bir fıkra anlattı. Bir adam Urfa'ya gelmiş bilmem kaç yıl önce, 20 yaşında bir delikanlı, hayran kalmış Urfa'ya; herkes evine çağırıyor, herkes selam veriyor, herkes kardeş gibi davranıyor, inanılmaz bir güzellik. Sonra bu adamı Urfa'nın ahırlarına götürmüşler. Dünyanın en güzel atları tabi. Urfa tarihten bu yana çok ünlüdür atlarıyla. Asurlular devrinde her yıl Asurlulara 360 tane at verirmiş Çukurova. Adam bir ay kaldıktan sonra memleketine dönmüş, sonra 90 yaşına gelmiş, yahu şu dünyada zaten ölüp gideceğiz, ağzımın tadıyla ayrılayım şu dünyadan demiş, yeniden gitmiş bakmış ki selam verse kimse yüzüne bakmıyor. Yıkılmış, bir de atlara bakayım demiş. Bir sürü at, derisi kemiğine yapışmış, dağlarda yayılıyor. Şaşırmış kalmış adam, keşke gelmeseydim buraya demiş. Bir hanın önünden geçerken yaşlı bir adam uyukluyormuş, ağzına, yüzüne sinekler dolmuş. Uyandırmış, hele kalk, yahu, demiş, burada bir zaman çok iyi insanlar, çok güzel atlar vardı, ne oldu? demiş. Yanıtlamış karşısındaki: "O iyi insanlar o güzel atlara bindiler, çektiler gittiler."

Yaşar Kemal-İyi insanlar/güzel atlar

Yurdumdan Dipnotlar...:)



- Bilinmeyen bir şehirde vcd-dvd satan işyerinin camında:
"'Galatasaray'ın avrupadaki başarılarını anlatan DVD ve Fenerbahçe'nin avrupadaki başarılarını anlatan 1,44'lük disket bulunur..."
- Aksaraydan Taksim istikametine gitmekte olan bir halk otobüsündeki not :
"Arkaya doğru ilerleme yasasına uyalım, uymayanları uyaralım."
- İkitellideki bir kahvehanenin "girilmez" yazısı altındaki not:
"18 yaşından küçük çocuklar ve 98 yaşından büyük bunaklar giremez."
- Fındıkzade'de Doğan marka arabanın arka camındaki büyük not:
"Bekir araba bugün bana lazım... Geç yattım beni uyandırma, notu oku git."
- Sarıyer'de bir apartman kapısı yazısı:
"Köpeğimi şikayet eden karaktersiz, bugüne kadar mahallede hiç ev
soyulmadıysa bu Çomar'ın sayesinde idi... Şimdi kına yak nankör herif."
- Yenibosna'da siyah bir şahin üzerinde görülmüş not:
"Satılık 1990 model şahin. Arızası çözülemediğinden sahibinden satılıktır."
- İstanbul da bir apartman dairesindeki kapı üzerindeki uyarı yazısı:
"Benim şekerim var kapıyı ona göre çalın."
- Bursa'da boş bir apartman dairesinin camındaki yazı:
"Daireyi görmek isteyenler topluca toplanıp gelsin."
- Ankara'da bir iş hanı duvarındaki not:
"Buraya pisliklerini atanlar FİİLİ olarak kınanacaktır."
- Cebeci'de bir kahvehane yazısı:
"Lütfen kavede polemik yapmayın."
- Acıbadem'de "kiralık ev" ilanı altındaki yazı:
"Not: Almanya'da kimim kimsem yok."

- Bursa Fomara'da bir dükkan camı yazısı:
"Bomboş CD , 250.000 TL"
- Yerebatan sarnıcının yanındaki tuvaletin kapısındaki yazı:
"Tuvalet 250.000 TL, Parayı kutuya atın. Atıyormuş gibi yapmayın."
- Şile'de bir bar kapısında yazın görülmüş yazı:
"Erkekler damsız giremez. Zaten sokmayız."
- Eminönünde bir kuşcu dükkanındaki yazı:
"Kuşların psikolojisi için gereksiz konuşmayınız."
-K.Maraş Çiçek sinemasının uyarısı:
"Lütfen mısırlarınızı gürültüsüz yiyin."
- Karadeniz'de yol kenarında bir lokantanın reklamı:
"Lokantamız 100 metre geridedir" 

28 Nisan 2013 Pazar

GÜNÜN HİKAYESİ.




ÇAN DÖRTTEN FAZLA ÇALINIRSA KİM ÖLMÜŞTÜR?
ÇOK ESKİ YILLARDA KRALLIKLA İDARE ...EDİLEN BİR ÜLKE VARMIŞ. AMA; BU ÜLKEDE , HUKUK VE HAKİMLER DE VARMIŞ.
TÖRELERE GÖRE, BİR VATANDAŞ ÖLDÜĞÜNDE, ŞEHİR MERKEZİNDEKİ DEV ÇAN BİR DEFA ÇALINIRMIŞ.
UZUN UZUN DA YANKILANIRMIŞ.
EŞRAFTAN BİRİSİ ÖLÜRSE ÇAN İKİ DEFA,
BÜYÜK BİR DEVLET ADAMI ÖLÜRSE ÜÇ DEFA ÇALINIRMIŞ.
YA KRAL ?..
O ÖLDÜĞÜNDE , ÇAN DÖRT DEFA ÇALINIRMIŞ.
GEL ZAMAN GİT ZAMAN…
ŞEHİRDE BİR OLAY OLUR, İŞ MAHKEMEYE İNTİKAL EDER..
DAVANIN SANIĞI OLARAK MAHKEME HUZURUNA ÇIKARILAN KİŞİNİN MASUMİYETİNİ İSE BÜTÜN VATANDAŞLAR BİLMEKTEDİR.
BİR FORMALİTE OLARAK GÖRÜLMESİ VE BERAAT BEKLENEN, DAVADAN SÜRPRİZ BİR KARAR ÇIKAR.
SANIK PARA CEZASINA MAHKÛM OLMUŞTUR.
HAKİM SORAR :
" -BİR DİYECEĞİN VAR MI ?."
SANIĞIN CEVABI
" - HAYIR !"
MAHKEME BİTER.
DİNLEYİCİLER DAĞILIR. KAFALARDA BİR KAYGI!
KISA BİR SÜRE SONRA DEV ÇANIN SESİ DUYULUR.
ACABA KİM ÖLDÜ ?
ÇAN BİR DEFA DAHA ÇALAR. ACABA EŞRAFTAN KİM ÖLDÜ ?.
ŞEHİR ÇAN SESİ İLE BİR DEFA DAHA İNLER.
HIMMMMM… BÜYÜK BİR DEVLET ADAMI, ACABA KİM ?.
SORUYA CEVAP ALINMADAN ÇAN BİR DEFA DAHA ÇALAR,
YERİ, GÖĞÜ İNLETİR.
HERKESTE BİR FERYAT: EYVAH!. KRALIMIZ ÖLDÜ!
ANCAK, TÖREDE GÖRÜLÜP İŞİTİLMEMİŞ BİR ŞEKİLDE ÇAN,
BEŞİNCİ DEFA DA ÇALINIR, YER GÖK İNLER VE SESLER KESİLİR.
HERKES BUNUN NE ANLAMA GELDİĞİNİ ÖĞRENMEK İÇİN. ÇAN GÖREVLİSİNE KOŞAR,
BİR DE BAKARLAR Kİ ÇANI , HAKSIZ YERE MAHKÛM EDİLEN ADAM ÇALMAKTADIR.
SORARLAR :
" -NE DEMEK BEŞ DEFA ÇAN ÇALMAK ?. KRALDAN DAHA BÜYÜK BİRİSİ Mİ ÖLDÜ ?."
CEVAP ŞAŞIRTICI OLDUĞU KADAR ANLAMLIDIR DA :
" -EVET ! ADALET ÖLDÜ ! ."
Adaletsizliği önleyecek gücümüzün olmadığı zamanlar olabilir ama ; adaletsizliğe itiraz etmeyi beceremeyeceğimiz bir zaman asla olmamalıdır!..
(Elie Wiesel - Nobel Barış Ödülü Sahibi)

27 Nisan 2013 Cumartesi

:))



Genc adam, yasli kari-kocanin evlerine misafir olur..
75 yasindaki amca karisindan bir bardak daha cay isterken:
"Cicegim, bir bardak daha verir misin?" der.
Sonra da "Petegim, sekersiz lutfen" diye ekler.
Kendisine 65 yasindaki tatli karisinin getirdigi tavsan kani cayi alirken de
"Bebegim, sana cok zahmet oldu" der.
Genc adam, yasli amcanin karisina kullandigi sevgi sozcuklerinden cok etkilenir.
"Amcacigim, kac yillik evlisiniz?" diye sorar. Yasli ama dinc adam,
"40 seneyi gecti  evladim" der.
Genc adam: "Vallahi masallah, Allah muhabbetinizi artirsin.
Surekli cicegim, petegim, bebegim gibi guzel sozlerle hitap ediyorsunuz galiba..."
Yanaklari pembelesmis teyze "Dogru, bir kac yildir hep bana boyle hitap ediyor"
deyip mutfaga dogru yoneldiginde
yasli amca genc adamin kulagina dogru egilerek:
"Siisst, caktirma, 2 sene once adini unuttum, hala hatirlayamiyorum.

Göğe bakalım....




ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım

Turgut Uyar

26 Nisan 2013 Cuma

Shakespeare der ki:




KISSADAN HİSSE
Shakespeare der ki:

* Kendimi her zaman mutlu hissederim.
Neden biliyor musunuz?
Çünkü kimseden bir şey ummam.
Beklentiler daima yaralar.

* Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin.
Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin.
Sadece kendiniz için yaşayın ve,
- Konuşmadan önce dinleyin,
- Yazmadan önce düşünün,
- Harcamadan önce kazanın,
- Dua etmeden önce bağışlayın,
- İncitmeden önce hissedin,
- Nefret etmeden önce sevin,
- Vazgeçmeden önce çabalayın,
- Ölmeden önce yaşayın.
*Hayat budur.
Onu hissedin,
onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.
Testinin içinde ne varsa dışına da o sızar...

25 Nisan 2013 Perşembe

KADIN=BİLGİSAYAR




KADIN=BİLGİSAYAR 
‎1- İkisi de sürekli elektrik almak ister.
2- İkisi de hiçbir şey yapmıyormuş gibi gözükse de arka planda senden habersiz birçok iş yürütür.
3- İkisinin de durup dururken niye bozulduğunu anlayamazsınız.
4- İkisi de alışkanlık yapar.
5- Verim almak için ikisine de nazik davranmak gerekir.
6- İkisi de erkekler için olmazsa olmazdır.
7- İkisi de belirli aralıklarda error verir.
8- İkisi de hassastır sağı solu pek belli olmaz biri harddisk yakar diğerinin migreni tutar.
9- İki si de bozulduğunda hiçbir dediğinizi yapmaz.
10- İkisine de başkaları tarafından bakılması istenmez.
11- Ve en önemlisi ikisinin de hafızası çok güçlüdür hiçbir şeyi unutmaz.
O yüzden dikkat etmek gerekir 

DUYUM (SENSATION)




DUYUM (SENSATION)
Mavi yaz akşamları, patikalarda, dalgın,
Gideceğim, sürtüne sürtüne buğdaylara:
Ayaklarımda ıslaklığı küçük otların,
Yıkasın bırakacağım başımı rüzgâra!

Ne bir şey düşünecek, ne bir lâf edeceğim.
Ama sonsuz bir sevgi dolduracak içimi;
Göçebeler gibi, uzaklara gideceğim,
Mutlu, sanki yanımda bir kadın varmış gibi.

Arthur RIMBAUD dan...sembolizmin en büyük şairinden...

24 Nisan 2013 Çarşamba

Mutluluk; Sorunsuz bir yaşam değil, sorunlarla başa çıkabilme yeteneği demektir".



Evini bir parti sonrası temizlemek için uğraşıyorsan;
Bir çok arkadaşın var demektir.
Faturalarını ödeyebiliyorsan;
Bir işin var demektir.
Pantolonun biraz sıkıyorsa;
Aç kalmıyorsun demektir.
Gölgen seni izliyorsa;
Güneş ışığını görüyorsun demektir.
Otobüsten indiğin yerden iş yerine yolu uzun buluyorsan;
Yürüyebiliyorsun demektir.
Yanındaki adamın sesinden rahatsız oluyorsan;
Duyuyorsun demektir.
Camları silmen, çatıyı onarman gerekiyorsa;
bir evde yaşıyorsun demektir.
Doğal gaz faturan yüklü geliyorsa;
Isınıyorsun demektir.
Yığınla yıkanacak ve ütülenecek çamaşırların varsa;
Yığınla giyeceğin var demektir.
Çalar saatin sabahın köründe çalıyorsa;
Yaşıyorsun demektir.
"Ve tüm bunların farkına varabiliyorsan, mutlusun demektir".
Mutluluk;
Sorunsuz bir yaşam değil, sorunlarla başa çıkabilme yeteneği demektir".

23 Nisan 2013 Salı

ATIN KİRLİLERİ..:)



Yazmayan kalemleri.
Sayfası bitmiş defterleri.
Kulpu kırık fincanları.
‘Zayıflayınca giyerim’ kotunu.
Son 5 aydır giymediğiniz kıyafetleri.
Arka balkona tıkıştırdığınız, bir gün yüzünü yenilerim pırıl pırıl olur dediğiniz o sandalyeyi.
Dibi kararmış tencereyi.
Taşındığınız hangi evden kaldığı, hangi kapıyı açtığı artık meçhul olan o anahtarları.
Sırf genç ve güzel çıkmışsınız diye yanınızda o hiç sevmediğiniz tiple poz verdiğiniz fotoğrafı.
Çekmecenin dibindeki müzik kasetlerini (kaset mi kaldı allah aşkına)
Atın.
Ohh bir ferahlayın bakalım. Tamam mı?
Şimdi ihtimalleri atın.
‘Olacaktı, son anda olmadı’ları atın, olmamış işte.
Takılıp kaldığınız o günü.
Düşünüp durduğunuz o lafı.
Atın.
Küstüğünüz için uzun zamandır görmediklerinizin aklınızda kalan son görüntüsünü.
Alındıklarınızın, gücendiklerinizin hiç umurunda olmayan o ‘olayı’
Atın.
O hiç beceremediğiniz yemeğin tarifini
Kestiğiniz eski gazete küpürünü
İçinizi kemiren o ukteyi
Atın.
Zamanı gelince yiyeceğiniz soğuk intikam yemeğini de dökün.
Soğuk yemeğin hiç tadı olmaz, dışarıdan bir döner söyleyin daha iyi.
Buzdolabının üzerindeki diyet listesini (faturaların altında duruyor)
Depodaki koşu bandını.
Atın.
Cevabı olmayan soruları
Kaçırdığınız fırsatları
Atıldığınız işleri
Beceremediğiniz ilişkileri
Kişisel gelişim kitaplarını
Atın.
Arkanızdan konuşanları.
Önünüzü kapayanları.
Alamadığınız terfiyi
Oturamadığınız evi
‘Şimdiki aklım olsa’ları
Aldığınız en kötü karneyi.
Hatta en iyi karneyi.
Çalışmayan saatleri.
İşe yaramayan fikirleri.
Kaçan trenleri.
Zamansız yaşlandıran dertleri.
‘O gün’ olanları.
Halının altına süpürdüklerinizi.
Dolabın dibine iteklediklerinizi.
Atın.
Bakın, ne güzel güneş çıktı.

Banu Kiremitçi Bozkurt

Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün.


Üç kez seni seviyorum diye uyandım
Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim
Bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum.

Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün.

Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim
Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum
-Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum.

Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün.

Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım
Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim
Karanfil sakız kokan soluğunu üstümde duydum.

Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun.

İlhan BERK

22 Nisan 2013 Pazartesi

SOL YANIM ACIYOR ANNE


hiç bir çocuk annesiz ya da babasız bir yaşama mahkum olmasın.çocuk bayramımız kutlu olsun!


SOL YANIM ACITOR ANNE

Merhaba anne,
Yine ben geldim.
Merak etme okuldan çıktımda geldim.
Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama
Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de
Onun için söylüyorum.
Geçen hafta öğretmen,
Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte
Öğretti sağımı solumu.
Ben biliyorum artık anne sağım neresi, solum neresi
Ağrıyan yanımın neresi olduğunu
Şimdi iyi biliyorum anne.
Hani geçen geldiğimde
Şuram acıyor işte şuram demiştim de
Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne
Bak şimdi söylüyorum
Şuram işte,
Sol yanım çok acıyor anne.
Hem de her gün acıyor anne her gün.
Dün sabah annesi Ayşe'nin saçlarını örmüştü.
Elinden tutup okula getirdi.
Yakası da danteldi.
Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi.
Bende ağladım,
Ağladım hiç de utanmadım.
Öğretmen ne oldu dedi.
Düştüm dizim çok acıyor dedim.
Yalan söyledim anne.
Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne.
Bugün bende saçım örülsün istedim.
Babam ördü ama onunki gibi olmadı.
Dantel yaka istedim.
Babam "Ben bilmem ki kızım" dedi.
Bari okula sen götür dedim.
"kızım, iş" dedi.
Bende banane dedim, ağladım.
"kızım, ekmek" dedi babam.
Sustum ama okula giderken yine ağladım anne.
Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne.
Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi.
Zeynep "annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş" dedi.
Babam hepsini birlikte yıkıyor.
Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne?
Uff babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme.
Üzülmesin diye söylemiyorum ama
Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor.
Biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne.
Hava kararıyor, ben gideyim anne.
Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi.
Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum.
Kim bozuyor toprağını,
Çiçeklerini kim koparıyor.
İzin verme anne ne olur toprağına el sürdürme.
Eve gidince aklıma geliyor bide bunun için ağlıyorum anne. >>
Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım.
Biliyor musun anne her gelişimde aldığım topraklarını
Şu kavanozda biriktirdim.
Üzerine de resmini yapıştırıp başucuma koydum.
Her sabah onu öpüyor kokluyorum.
Kimseye söyleme ama anne
Bazen de konuşuyorum onunla.
Ne yapayım seni çok özlüyorum anne.
Ha unutmadan,
Öğretmen yarın anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi.
Ben babama yazdıracağım.
Öğretmen anlarsa çok kızar ama banane kızarsa kızsın.
Ben seni hiç görmedim ki neyi, nasıl anlatacağım anne.
Senin adın geçince sol yanım acıyor anne.
Hiç bir şey yutamıyorum.
Bazen de dayanamayıp ağlıyorum.
Kağıda da böyle yazamam ya anne.
Ben gidiyorum anne,
Toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp.
Mutlaka gel anne,
Sen rüyama gelmeyince sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne. >>
Sol yanım acıyor anne.
İşte tam şurası,
Sol yanım çok acıyor anne.
Seni çok özledim,
Anne çook...
Şair: Ayla Aydemir

21 Nisan 2013 Pazar




YA Ş L A N I Y O R U Z ! ! !     
Bugün üniversite öğrencilerinin çoğunluğunu 1986 doğumlular ve daha küçükler oluşturuyor.'Gençlik' onlara deniyor.
Onlar için Soğuk Savaş bir bilgisayar oyunu.
AIDS doğduklarından beri var.
CD doğduklarından beri var.
Michael Jackson onlar doğduğunda beyazıd.
Bülent Ersoy onlar doğduğunda kadındı...
Eski filmlerde Ajda Pekkan'ı görseler tanımazlar.
Küçük Emrah'ı, Emrah'ın gayrimeşru oğlu sanıyorlar.
Rıdvan Dilmen onlar için sadece bir TV spor yorumcusu ve ona neden şeytan' Dendiğini bilmiyorlar.
Kenan Evren onlar için tonton bir ressam.
Onlar için 'Çarli'nin Melekleri' ve 'Görevimiz Tehlike' sadece geçen senenin yeni vizyon filmleri.,
Siyah beyaz bir bilgisayar ekranı olabileceğini düşünemezler.
Siyah beyaz bir televizyon olabileceğine inanmazlar ve uzaktan kumanda olmadan nasıl kanal değiştirileceğini bilmezler
Balkonda hiç anten ayarı yapmadılar.
Sadece tek bir kanalın günde belirli saatlerde yayın yaptığı dönemlerde dinozorların da yaşadığını düşünürler.
Dallas'ı sadece NBA maçlarından bilirler.
Flamingo Yolu ise sadece bir bar adı olabilir onlar için.
John Travolta'yı hep balık etli ve yuvarlak hatlı olarak gördüler ve onun nasıl olup da bir dans ilahi olabildiğini hayal bile edemezler.
Ve bizlerin de üniversitedeyken cep telefonsuz nasıl yaşayabildiğimize akıl erdiremezler
şimdi bakalım yaşlanıyor muyuz bir görelim.....
1.Yukarıda yazılanları anlıyor ve gülümsüyorsun.
2. Artık dışarıda geçirilen bir gecenin ardından öğleden sonraya kadar uyumaya ihtiyacın var.
3. Arkadaşların bir bir evleniyor.
4. Küçük çocukların bilgisayarla nasıl çok rahat oynayabildiklerine her zaman hayret ediyorsun.
5. Liseli gençlerin ellerinde cep telefonlarını görünce kafanı sallıyorsun.
6. işine her geçen gün daha çok bağlanıyorsun. Artık o senin hayatın.
7. Arkadaşlarınla her gün telefonda daha az vakit geçiriyorsun.
8. Zaman zaman arkadaşlarınla buluşup, beraber yaşadığınız komik anıları tekrar tekrar anlatıp, eski güzel günleri yâd ediyorsun.
Ve Evet kabul etsek de etmesek de hepimiz yavaş yavaş
Y A Ş L A N I Y O R U Z !!.

20 Nisan 2013 Cumartesi

Platon ve insanın en çok şaşırtan davranışları...



Platon’a iki soru sormuşlar.

Birincisi; “İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nedir?”

Platon tek tek sıralamış:

- Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki çocukluklarını özlerler…
- Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler, sonra sağlıklarını geri almak için para öderler…
- Yarından endişe ederken bugünü unuturlar. Dolayısıyla ne bugünü ne de yarını yaşarlar…
- Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler…

Sıra gelmiş ikinci soruya; “Peki sen ne öneriyorsun ?”

Bilge yine sıralamış:

- Kimseye kendinizi “sevdirmeye” kalkmayın! Yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi “sevilmeye” bırakmaktır…
- Önemli olan; hayatta “en çok şeye sahip olmak” değil “en az şeye ihtiyaç duymaktır”.

19 Nisan 2013 Cuma

MANAV ve KADIN




Orta yaşlı bir kadın mahallede bir manava giderek kocasının çok hasta olduğunu, çalışamaz duruma düştüğünü ve yedi çocuğu ile birlikte aç kaldıklarını ve yiyeceğe ihtiyaçları olduğunu söyler. 
Manav ona ters bir şekilde bakarak derhal dükkânını terk etmesini ister. Kadın ailesinin ihtiyaçlarını düşünerek:
- 'Lütfen efendim' der. 'paramız olur olmaz getirip borcumu ödeyeceğim.'
Manav kendisine bir kredi açamayacağını çünkü onun eski müşterisi olmadığını, kendisinde bir hesabının bulunmadığını söyler.
O sırada dükkânın dışında bekleyen bir müşteri ikisinin arasında devam eden bu konuşmayı dinlemektedir. İçeriye girerek manava yaklaşır ve: 'ben o kadının almak istediklerine kefilim' der. 'ailesinin ihtiyacı olan şeyleri ona ver.'
Bunun üzerine manav çok isteksiz bir şekilde kadına döner ve 'bir alışveriş listen var mıydı? Diye sorar. Kadın 'evet efendim' der. 'tamam' der manav. 'şimdi onu terazinin şu kefesine koy, onun ağırlığınca diğer kefeye istediklerinden koyacağım'
Kadın bir an duraklar, sonra başını önüne eğer ve çantasını açarak üzerine bir şeyler karalanmış bir kâğıt parçasını çıkartır ve manavın kendisine gösterdiği kefeye özenle bırakırken başı hala öne eğiktir.
Manavın ve diğer müşterinin gözleri terazinin kefesine dikilirken hayretle büyümüştür. Manav müşteriye dönerek, kısık bir sesle 'inanamıyorum' der. İnanılacak gibi değildir.
Müşteri manava gülerken manav çoktan diğer kefeye eline geçeni doldurmaya başlamıştır ama nafile, diğer kefeyi yerinden bile kıpırdatamamıştır.
Terazinin kefesini artık üzerindekileri alamayacak kadar doldurduğunda çaresiz hepsini bir torbaya doldurarak kadına verir. Şaşkınlıkla üzerinde bir şeyler çiziktirilmiş  kâğıdı eline alır ve okur. Bir de bakar ki orada bir alışveriş listesi yoktur. Sadece bir DUA yazılıdır.

ALLAH'IM

'Neye ihtiyacım olduğunu ancak sen bilirsin
Kendimi senin ellerine teslim ediyorum.'
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.

Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum…
ÖLÜYORUM…

Jorge Luis BORGES

18 Nisan 2013 Perşembe

DOĞUM TARİHİNİZE GÖRE HANGİ HAYVANSINIZ...



Ocak 1 - 9 ~ Kopek
Ocak 10 - 24 ~ Fare
Ocak 25 - 31 ~ Aslan
Şubat 1 - 5 ~ Kedi
...$ubat 6 - 14 ~ Kugu
$ubat 5 - 21 ~ Kaplumbaga
$ubat 22 - 28 ~ Panter
Mart 1 - 12 ~ Maymun
Mart 13 - 15 ~ Aslan
Mart 16 - 23 ~ Fare
Mart 24 - 31 ~ Kedi
Nisan 1 - 3 ~ Kopek
Nisan 4 - 14 ~Panter
Nisan 15 - 26 ~Fare
Nisan 27 - 30 ~Kaplumbaga
Mayıs 1 - 13 ~ Maymun
Mayıs 14 - 21 ~ Kugu
Mayıs 22 - 31 ~Aslan
Haziran 1 - 3 ~ Fare
Haziran 4 - 14 ~ Kaplumbaga
Haziran 15 - 20 ~ Kopek
Haziran 21 -24 ~ Maymun
Haziran 25 - 30 ~ Kedi
Temmuz 1 - 9 ~ Fare
Temmuz 10 - 15 ~ Kopek
Temmuz 16 - 26 ~ Kugu
Temmuz 27 - 31 ~ Kedi
Agustos 1 - 15 ~ Maymun
Agustos 16 - 25 ~ Fare
Agustos 26 - 31 ~ Kaplumbaga
Eylul 1 - 14 ~ Kugu
Eylul 15 - 27~ Kedi
Eylul 28 - 30~ Kopek
Ekim 1 - 15 ~ Maymun
Ekim 16 - 27 ~ Kaplumbaga
Ekim 28 - 31 ~Panter
Kasim 1 - 16 ~ Aslan
Kasim 17 -30 ~ Kedi
Aralik 1 - 16 ~ Kopek
Aralik 17 - 25 ~ Maymun
Aralik 26 - 31 ~ Kugu

Kopek
Cekici ve populersiniz.. Kolayca arkadaş
edinebiliyorsunuz.. Kendinden emin tavirlarinizla grup
icinde liderlige yaki$iyorsunuz.

Kedi
Utangac ve sevimlisiniz. Tanimadiginiz insanlarla
konu$mayi sevmez ama arkada$larinizla herşeyi
payla$abilirsiniz. Arkadaş seciminde oldukca
dikkatlisiniz. Sevilen birisiniz.

Maymun
Yerinde duramayan birisiniz.Cok arkadaşiniz var ve
sosyal ya$aminiz cok renkli. Dedikoduyu biraz
seviyorsunuz. Sizi taniyan sizin gibi biri daha
olmadigini du$unuyor. Dikkat cekmeyi cok seviyorsunuz.

Panter
Esrarengiz birisiniz. Ne zaman nasil
davranacaginiz pek belli olmuyor. Cogu $eyden ilk
sizin haberiniz oluyor bu yuzden cok ilgi
goruyorsunuz.

Fare
Sessiz sakin ama cok zekisiniz. Dost canlisi,
sevilmeyi bekleyen tavirlariniz ilgi cekiyor. Kucuk
bir arkadaş grubu size yetiyor. Fazla populer
olmasaniz da yakinlarinin el ustunde tuttugu birisiniz

Aslan
Siz lider olmak icin dogmuşsunuz. Sozunu dinleten,
dedigini yaptiran birisiniz. Kararli tavirlariniz
cevrenizdekileri etkiliyor. Insanlarin arkadaş olmak
isteyebilicegi birisiniz.

Kaplumbaga
Uyumlu, sicakkanli birisiniz. Size nasil
davranilmasini istiyorsaniz siz de herkese oyle
davraniyorsunuz. Sadik ve durustsunuz, yapmacik
insanlara ve dedikoduya kar$isiniz.

Kugu
Cok hassas ve narinsiniz. Kolay aşik oluyorsunuz.
Ne cok utangac ne cok giri$kensiniz. Arkadaş
grubunuzda kirilmamasi icin kollanan birisiniz.")