13 Ekim 2014 Pazartesi

Thoas ile Tereza

   


On yıl önce, karısından boşandığında, başkalarının evlilik kutlamaları gibi o da boşanmasını kutlamıştı. Bildiği kadarıyla bir kadınla aynı evin içinde, birlikte yaşayabilecek yaradılışta değildi, ancak bekarken tam anlamıyla kendi kendisi olabiliyordu.Yaşamını hiçbir kadının gelip de elinde bavuluyla içine yerleşemeyeceği biçimde kurmaya çalışmıştı. Dairesinde tek bir yatak olması bundandı. Yatak yeterince genişti gerçi ama Tomas yattığı kadınlara yanında biri varken uyuyamadığını söyler, onları gece yarısını geçe arabasıyla evlerine götürürdü.
     Onu ilk ziyaretinde Tereza'yla yatmaktan alıkoyanda nezle değildi. İlk gece geniş koltuğunda uyumuş, haftanın geri kalan günlerinde de her gece arabayla hastaneye gitmişti.Oradaki bürosunda açılır kapanır bir karyolası vardı. Oysa bu defa kızın yanında uyudu. Ertesi sabah uyandığında,hala uyumakta olan Tereza'nın elini tuttuğunu gördü.Bütün gece elele mi yatmışlardı yoksa? İnanılacak gibi değildi. Kız uykusunda derin derin soluk alır ve Tomas'ın elini tutarken (sımsıkı; elini kızın elinden kurtaramadı) o son derece büyük bavul da yatağın kenarında duruyordu. Onu uyandırmaktan korktuğu için elini elinden çekip kurtarmaktan kaçındı ve daha iyi görebilmek için yavaşça ondan yana döndü. Tereza'nın üzeri katranlanmış sazdan bir sepete konulup,nehir aşağı yollanan bir çocuk olduğunu bir kere daha geçirdi aklından. İçinde bir çocuk barındıran sepeti dalgalı bir nehirde başıboş bırakamazdı, değil mi? 
     Firavunun kızı,küçük Musa'yı taşıyan sepeti dalgalardan çekip almamış olsaydı,ne Ahdi Atik ne de içinde yaşadığımız uygarlık olmayacaktı! Antik Çağa ait birçok efsane, bırakılmış bir çocuğun kurtarılmasıyla başlamaz mı? Polybus küçük Oedipus'u kanatlarının altına almamış olsaydı, Sofokles en güzel tragedyasını yazamayacaktı! Thomas daha o zamanlar eğretilemelerin tehlikeli olduğunu bilmiyordu. Eğretilemelerle oyun olmaz. Tek bir eğretileme aşkı doğurabilir.
resim kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder