(Her okuyuşta gözlerimin
dolduğu bir öykü)
Hastane tıklım tıklımdır. Yaşlı kadın
içeri girer, doktor hanım teyzeyi muayene eder; fakat hastalığından emin
olamaz. Kadına dönüp:
-"Teyze şu şu tahlilleri yaptır gel,
der."
Yaşlı kadın başını öne eğer. Doktor,
yaşlı kadının duymadığını düşünerek tekrar söyler. Yaşlı kadın başını yerden
kaldırarak, ağlamaya hazır gözlerle:
-"Kızım, benim köye dönecek param
yok, tahlilleri nasıl yaptırayım?" der.
Doktorun yapacak bir sürü işi olmasına
rağmen, bırakır işini, tutar teyzenin elinden koridor koridor dolaştırıp
tahlilleri yaptırır. Tahlillerin sonucunda doktor hastalığı belirler, gerekli
ilaçları da alıp teyzeye verir. Yaşlı kadın tam odadan çıkacakken, doktor
hanımın aklına "YOL PARASI" gelir ve teyzeye köye gitmesine hayli
hayli yetecek para uzatır. Yaşlı kadın önce almak istemese de daha sonra
'mecburiyetten' parayı alır. Sonra:
-"Allah senden razı olsun kızım.
Köye nasıl döneceğim diye kara kara düşünüyordum, çok sağol" diyerek
odadan çıkar.
Aradan bir saat kadar bir süre geçer.
Doktor bakar ki yaşlı teyze kan ter içinde, kalabalığı yarmış, oflaya puflaya
geliyor. Doktor şaşırmış bir halde "herhalde giderken bir şey unuttu"
diye düşünür ve:
-"Ne oldu teyze" diye sorar.
Teyzenin yüzünde kocaman bir gülümseme
vardır bu sefer:
-"Kızım ben ana yola çıkınca bir
köylüme rastladım. Meğer o, minibüsle zaten köye dönüyormuş. Beni köye o
götürecek; sen al paranı!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder