SOBALI EVDE BÜYÜYEN ÇOCUK..
Sobanın borusunda bulunan çamaşır kurutma
tellerine asılı olan okul önlüğünün kurumasını beklemiş çocuktur...
Sobalı Evde Büyüyen Çocuk Kış sabahları
bazen üşümekten yataktan çıkmayı istemeyen soba kokusunu seven üstünde kaynayan
çaydanlığın sesini seven üstündeki kestanenin mandalina elma kabuklarının kokusunu
tanıyan seven bahçede kadar oynadıktan sonra üstüne ellerini tutup ısıtmayı seven
sobalı odadan öteki odaların soğukluğu nedeniyle çıkmak istemeyen kömür kokusu
odun kokusu çalı çırpı çıtırtısı ateş gürlemesi nedir bilen çocuktur...
Yıllar sonra büyüdükten sonra kaloriferli
veya kombili bir evde binehalen "oturma odası"nın kapısını kapayan rahatsız
bir insandır...
İlerleyen yıllarda kestaneye bayılan ama
çocukluğundan hatırladığı tadı bulamayan bir büyük insan olacaktır...
Sobanın üzerine kolonya dökerek alev
denemesi yapmış çocuktur...
Elbiselerinin bir köşesi kurutulurken
yanmıştır...
Büyüdüğünde yazın bile yorgan kullanmadan
uyuyamama alışkanlığına ve her mevsim açık kapıları kapama hastalığına sahip
olacak çocuk..
Gizli gizli sobanın arkasına pastel boya
değdirip boyanın eriyerek soyut sanat eserlerine dönüşmesini izleyen koku
farkedilip kendisine müdahale edilene kadar bunu değişik renklerle yapmaya
devam eden çocuktur...
Nohutun leblebiye dönüşünü soba üstünde
görmüş cocuktur.
Yün coraplarini sobaya dayayarak
ayaklarini isitmistir bu cocuk....
Geceleyin atesin kırmızı ve sarı
renklerinin dansını evin tavanında seyreden çocuktur...
Elinin kolunun bir kenarında muhtemelen
nasıl olduğunu hatırlayamadığı yanık izleri olan çocuktur...
Sobanın kenarına pısıp dakikalarca ısınan
sonra kosarak aynaya bakan ve kıpkırmızı yanakları görünce kendini beğenen
bundan zevk alan çocuktur...
Annesi evde yokken soba sönmesin diye
sobaya tahta kömür taşımayı görev bilmiş çocuktur...
Gece lambasinin isigi yerine sobanin
alevlerine bakarak uyuyan cocuktur...
Sobanın üstüne mantar koyup tuzlayıp
sonra afiyetle yiyen çocuktur...
Sobanin onunde mavi legen icinde banyo
yapmis cocuktur...
Muhakkak bir kere evi havaya ucurma
macerasini yasamis cocuktur...
Sobanın sıcaklığını ne kaloriferle ne de
doğalgazla ısınan evde bulabilmiş çocuktur...
Önlük yakalığını kumaş mendilini bilumum
ufak tefek malzemeyi soba borusuna yapıştırmak suretiyle ütülemiş olan
çocuktur...
Sıcacık odada radyo dinlemeyi...
Sevdikleriyle zaman geçirmeyi...
Annesinin ördüğü kazağı o sıcaklıkta
yinede giymeyi...
Özelliklede hasta olmayı çok iyi bilen
çocuktur...
soba
üstünde kaynayan çaydanlığın sesini ninni sayan çocuktur..
-Soba temizlenirken babasının her zaman fena halde sinirli olduğunu gören çocuktur.
YanıtlaSil:)ay sende mi:) babamda çok sinirli olurdu ve mutlaka bir yerler batardı:)
Sil-Okuldan eve gelip yanında kıvrılıp uyuya kalan, fırınında patates pişirip yiyen, evini muhteşem kestane kokuları evinin tüm odalarını saran çocuktur
YanıtlaSilahh o kestanelerin tadını bir daha alamadım bende.birde ekmek üzeri kaşar muhteşem olurdu:)
SilPencereden yağmuru seyrederken sobanın ağzındaki alevin yansımasını izlemeyide çok severdim.
YanıtlaSilBir de okul formamın yaka kurdelesi her sabah ütülenir ütüm de soba borusuydu kolalanmış gibi olurdu. Bir kaç kere de yakmışlığım var kurdelemi soba borusunda. :)
:)benimde var bir kaç tane yanık yaka hikayem:) bende sobanın üzerinde çaydanlığın aleviyle beraber sesini dinlemeyi çok severdim..
Sil