Dünya kadınlar günün de tesadüf okuduğum bir yazıda bahsi geçen Tomris Katun dan bahsetmek istedim.
Asıl adının Demir olması gereken; fakat Eski Yunan
târihçilerinin Tomiris ve Demurus şekillerinde adlandırdıkları bu kadın,
Peçenek Türklerindendir. Onun, taşıdığı ad gibi bir demir olduğunu, târihin
bize bıraktığı satırlar arasından bulup çıkarmak güç değildir. Milattan önce
altıncı yüzyılda Türkistan’da, Saka ve Peçenek Türkleri bulunuyordu. Aynı çağda
İran’da, Ahamenid sülâlesi vardı. Bu sülâle zamânında Acem orduları doğuya
doğru ilerleyerek Türkler ile birkaç yol çarpışmışlardır. Târihte bunların en
ünlüsü Tomrıs’ın Peçenekler’e baş olduğu çağda yapılandır [1].
Târihçi Heredot (M.Ö. 490-425) yazdığı Heredot târihinde,
Tomrıs Katun’u ve Acemlerle yaptığı savaşı da anlatmaktadır.(Nejdet Sançar)
Tomris veya Tomyris (Türkçe: temir - "demir")[1]
MÖ 6'ncı yüzyılda yaşadığı sanılan, Massaget kraliçesi.
Tarihteki bilinen ilk kadın hükümdardır.[kaynak
belirtilmeli] Aynı çağda Pers ve Medya'da hüküm süren Ahameniş İmparatorluğu
ile büyük bir mücadeleye girişmiştir. Tomris Hatun barışçıl ama savunmaya önem
veren bir yapıya önem göstermiş, bunu bir zayıflık olarak gören Pers İmparatoru
Büyük Kiros ise hiç durmadan Saka topraklarına akın düzenlemiştir. Persler Saka
topraklarına girdiği vakit yakılmış tarlalardan başka bir şey bulamıyorlardı.
Çünkü Sakalar geri çekiliyor ve savaş için uygun bir mevzi ve an bekliyorlar,
bu olmadığı takdirde de savaşa girişmiyorlardı. Sakaları kovalamaktan bıkan
Büyük Kiros İran'a geri dönmek zorunda kalıyordu. Bir süre sonra kendisine tabî
olması ve kendisiyle evlenmeyi kabul ettiği takdirde Tomris Hatun ile
uğraşmayacağını vaad etti. Tomris Hatun bunun bir oyun olduğunu biliyordu ve
teklifi reddetti.
Buna kızan Büyük Kiros büyük bir ordu toplayarak tekrar Saka
topraklarına girdi. Bu orduda savaş için eğitilmiş yüzlerce köpek de vardı.
Tomris Hatun artık kaçmanın yarar sağlamayacağını anlayıp uygun bir alan seçip
Büyük Kiros'un ordusunu beklemeye başlar. İki ordu aralarında birkaç kilometre
kalacak bir biçimde mevzilenir. Güneş battığı için savaşa tutuşmazlar ancak
gece Büyük Kiros bir hile düşünmüş ve iki ordunun arasında bir çadır
kurdurmuştur ve içinde güzel kızlar ve yiyecekler ve şarap bulunan çadıra
ansızın saldırı düzenleyen Tomris Hatun'un oğlu ve beraberindeki kuvvetler,
içerideki birkaç Pers'i öldürüp eğlenceye dalmışlardır. Ancak birkaç saat sonra
bir baskın düzenleyen Pers kuvvetleri çadırı basıp Tomris Hatun'un oğlu da
olmak üzere içerideki Sakaları öldürürler. Tomris çok sevdiği oğlunun ölümüne
üzülür. Yemin ederek şöyle söyler: Kana susamış Kirus! Sen oğlumu mertlikle
değil o içtikçe zıvanadan çıktığın şarapla öldürdün. Ama güneşe yemin ederim ki
seni kanla doyuracağım!
Ertesi gün yapılan savaşı Sakalar kazanır. Ok atmakta usta
olan ve savaş arabalarını büyük ustalıkla kullanan Sakalar, savaş köpeklerine
rağmen Persleri bozguna uğratır. Ölenler arasında Pers kralı Büyük Kiros da
vardır.
Tomris Hatun sözünde durur ve Büyük Kiros'un kesik başını
kan dolu bir tulumun içine atar. Tomris Hatun, Büyük Kiros'un kafasını kan dolu
bir fıçıya atarak "Hayatında kan içmeye doymamıştın, şimdi seni, kanla
doyuruyorum!" der.
Tomris hatunu ilk defa duydum. teşekkürler bu güzel bilgiler için. Ayrıca dünya kadınlar günün senin de kutlu olsun. Ve seni takibe aldım...
YanıtlaSilvay beeeee :)
YanıtlaSilWwooow tarih okumayi cok severim bundan sonra sizdeyim
YanıtlaSilson yazıma koydum bunuuu
YanıtlaSilGüzel yazı, bana da beklerim
YanıtlaSilhttp://meleginhediyeleri.blogspot.com.tr/
Merhaba bloğunuzu takibime aldım bende beklerim sevgiler....
YanıtlaSil